Ürün veya hizmetleri tasarlarken, arkalarındaki ürün tasarımcıları genellikle UX terimini devreye sokar. İngilizce'den gelen User Experience kısaltması, Almanca'ya şu anlama gelir: kullanıcı deneyimi. Bu, ürün veya hizmetin insanlarda (yani kullanıcılarda) kullandıklarında uyandırdığı deneyimi ifade eder.
Pazar araştırması yok
Bir ürünün kullanıcı lehine anlamlı bir şekilde değiştirilmesi için, kullanıcıya sağlanan işlevsellikle ilgili deneyimini sormanız gerekir. Bunun için tipik sorular, örneğin, şunlardır:
- Ürün/hizmetin anlaşılması kolay mı?
- Ürün/hizmetin kullanımı veya uygulanması kolay mı?
- Uygulama nasıldı? Basit mi karmaşık mı?
- Onunla çalışmak nasıl bir duyguydu?
- Tüm fonksiyonlar mevcut muydu ve çalıştılar mı?
- İşlevler yerinde ve kullanımı kolay mıydı? -Ve saire.
Bu tür sorular pazar araştırması için kullanılmaz, ancak uygulamanın bir bütün olarak kullanıcı üzerinde nasıl bir izlenim bıraktığını ve hangi değişikliklerin alakalı olacağını bulmaya yardımcı olur.
İşlevsellik ve tasarım eşit derecede önemlidir
Birçok üretici için, ürünlerinin iyi görünmesi önemlidir. İşlevsellik ikincildir, çünkü kullanıcı zaten sahnelerin arkasına bakamaz. Öte yandan, diğer üreticiler dış mekana daha az önem veriyor ve fonksiyon yelpazesi üzerinde daha fazla çalışıyorlar. Her ikisi de önemlidir - eşit parçalarda.
Görünüm, bir ürün hakkında kendini bilgilendirdiğinde kullanıcıya hitap eden veya ilgilendiren şeydir. Ve gerekli işlevsellik onun tarafından üstlenilir. Örneğin, bir düğmeye bastığında, karşılık gelen bir eylem bekler. Bu nedenle kullanıcı deneyimi, işlevsellik hakkında daha az ve kişinin kullanım sırasında ürün veya hizmet hakkındaki davranışları, duyguları ve görüşleri hakkında daha fazladır.
Artık UX'in (Kullanıcı Deneyimi) ürün tasarımında neden önemli bir rol oynadığını anladığınızdan eminim. Olumlu bir kullanıcı deneyiminin nasıl oluşturulacağını biliyoruz ve size yardımcı olmaktan mutluluk duyuyoruz.